Kariye Camii

Kariye Camii, ilk kez çeşitli rivayetlere göre yaklaşık 6. yüzyılda I. Justinianus döneminde inşa edilmiş bolca mozaik ve freske sahip bir Rum Ortodoks Kilisesidir. Edirnekapı semtinde yer alan, Theodosius Surlarına ve Tekfur Sarayına yakın konumu yapının hem tarihteki hem de günümüzdeki önemini arttırmakta ve anlamlandırmaktadır.

Yol Tarifi

Yorum Yazın

Paylaşın

Dinleyin

Kariye Camii, ilk kez çeşitli rivayetlere göre yaklaşık 6. yüzyılda I. Justinianus döneminde inşa edilmiş, bolca mozaik ve freske sahip bir Rum Ortodoks Kilisesidir. Yapının Edirnekapı semtinde, Theodosius Surlarına ve Tekfur Sarayına yakın konumda olması, hem tarihteki hem de günümüzdeki önemini arttırmakta ve anlamlandırmaktadır.

Çeşitli kaynaklara göre bu yapıya ilk kez Khora Kilisesi denmiştir. Khora kelime anlamı olarak kent dışı demektir. Bu isimle anılmasının sebebi şehrin surlarının dışında yer almasıdır. Yapıya tarih boyunca birçok imparator manastır hâline getirerek şapeller ekletmiştir. Ancak günümüzde birçok şapele ev sahipliği yapan manastır yoktur, sadece manastırın merkezindeki kilise kısmı ayakta kalabilmiştir.

Kariye Camii tepeden görüntüsü.
Kariye Camii’nin tepeden görüntüsü.

Bu durumun bazı sebepleri ise depremler ve savaşlardır. Tarihte Latin İşgali olarak bilinen IV. Haçlı Seferleri döneminde bütün İstanbul’un talan edilip harap olduğu gibi Khora Manastırı da harap olmuştur. 11. yüzyılda Komninos Hanedanı’nın, Tekfur Sarayı’na yerleşmesi, yapının önemi çokça arttırmıştır ve bir nevi saray şapeli konumuna ulaştırmıştır. Tarihler 1453’ü gösterdiğinde Osmanlı ordusu İstanbul’u fethettikten sonra da Khora kilisesi yaklaşık 58 yıl boyunca kilise olarak kalmaya devam etmiştir.

1511 yılında Sultan II. Bayezid döneminde Sadrazam Atik Ali Paşa tarafından kilise camiye çevrilmiştir. Atik Ali Paşa bir minare, mihrap ve bazı kaynaklara göre medrese inşa etmiştir. İstanbul medreseleri hakkında 2 Eylül 1914 yılında yazılan bir raporda, dört odalı ahşap bir yapı olan Kariye Medresesi’nin son derece harap bir durumda olduğu belirtilmektedir. Hülâsa zamanla harap olan medrese, sonrasında ortadan kaldırılmıştır. 1766 ve 1894 yıllarında gerçekleşen Büyük İstanbul Depremlerinde cami de büyük hasarlar almıştır.

Hz. İsa ve Ataları isimli mozaik.
Kariye Camii içindeki Hz. İsa ve Ataları isimli mozaik.

Hatta 1894 depreminde almış olduğu hasarın (camiinin minaresi yıkılmıştır) onarımını, bizzat Sultan II. Abdülhamid üstlenmiştir. Kariye Camii’nin bugünkü yapısını incelediğimizde; ana mekân, dört ağır pâyeye oturan dört kemerden meydana gelmiş, ortasında kubbe bulunan kiborion biçimindedir. Bu bölümün 11. yüzyılda, yani Komninoslar döneminde yapıldığı rivayet edilir. Batıdaki giriş kısmı (narteks) İsaakios Komninos tarafından yenilenmiş, apsisin iki yanındaki küçük kubbeli mekânlar da aynı döneme aittir. 14. yüzyılın başlarında Metokhites yapıyı onarırken güney tarafına ince uzun bir şapel ve batı kısmına da bir dış hol eklemiştir.

Bilhassa, caminin avlusunda sahabelerden biri olan Ebû Saîd el-Hudrî’nin türbesi bulunmaktadır. Camiye gittiğimizde, öncelikle caminin dış yapısını inceliyoruz. Sonrasında adım adım ilerleyerek ziyaretçi girişine varmaktayız. İçeri girince bizleri nice olayları, şahısları ve destanları anlatan mozaikler ve freskler karşılamaktadır. Bu şaheserlere insan gerçekten hayran olmadan bakamıyor. Bunlara örnek olarak mozaiklerde Hz. Meryem’in doğumu ve ölümü, fresklerde ise Hz. Yakup’un melekle güreşi hakkında olan eserler gösterilebilir.

Kariye Camii içinden bir görüntü.
Kariye Camii içinden bir görüntü.

Buradaki mozaik ve fresklerin sanatını en iyi şekilde Evliya Çelebi şu şekilde yazmıştır: “evvelce bir sanatlı kilise”… Bu şaheserlerle birlikte camiinin insan ruhunu büyüleyen atmosferi ibadet alanında da kendini göstermektedir. Çünkü burada iki kültürün saygıyla birleştiği bir noktadayız. Caminin ibadet edildiği alanda üç tane mozaik bulunmaktadır. Bunlardan biri Hz. İsa diğer ikisi Hz. Meryem hakkındadır. Bu mozaikler namaz vakitleri dışında sergilenmekte, namaz vakitlerinde ise müze ziyarete kapanmakta ve ibadet alanındaki üç mozaike de perde indirilerek kapatılmaktadır.

Buradaki mozaikler saygıyla korunmakta, muhafaza edilerek gelecek nesillere kültürel miras olarak aktarılmaktadır. Bütün bu şaheserler arasından benim en sevdiğim mozaik ise Yol Gösterici Hz. Meryem isimli mozaiktir. Çünkü Yol Gösterici Hz. Meryem isimli mozaik tam olarak caminin minberinin yanında bulunmaktadır. Aynı açıdan hem cami minberini hem de Hristiyan mozaiğini görmek adeta yüzyıllar boyu savaş halinde olan iki farklı medeniyetin barıştığı bir nokta izlenimi vermektedir.

Kariye Camii minberi ve hemen yanı başındaki Yol Gösterici Meryem mozaiği.
Kariye Camii minberi ve hemen yanı başındaki Yol Gösterici Meryem mozaiği.

Velhasıl Kelam İstanbul’un güzel bir noktasında bulunan Kariye Camii hem sanatıyla hem yapısıyla hem de tarihiyle ilgi odağı olmaktadır. Cami sadece kendi yapısıyla değil etrafındaki otantik evleri ve sokaklarıyla da adeta insanın ruhunun derinliklerinde İstanbul’u hissettirmektedir. Sizler de Kariye Camii’nin sokaklarından geçerek bu yapıya ulaşabilir ve caminin müze kısmında bulunan mozaikleri, freskleri gözlemleyerek harika bir gün geçirebilirsiniz.

1 Yorum

  1. İstanbullu Nazımdiyor:

    Dışı Zeyrek’teki Pantokrator Manastırı Kilisesi’ne yani bugünkü Molla Zeyrek Camii’ne çok benziyor. İçi de Kapadokya’daki mağara kiliseler gibi çok güzel.

Kariye Camii için yorum yapın.

Bir yorum yazarak güncel bilgileri paylaşın.